Mutluluğun Vesikası

Mutlu olmazsa ne için Yaşar İnsan ? Elbet herkesin en büyük hayalidir bu, yakalamak için emeklemeyi öğrenip, koştuğu nihai emel. Mutlu bir ailede büyümek öncelikle… Çok mühimdir ha! Asıl konuya bizi götüren, bizim için büyük, Armstrong için küçük adım ! Sonra iyi bir okul lazım bize ki, yine burada da biraz mutluluk point toplayıp, asıl hedefimize kararlı bir şekilde ilerleyelim. Ardından iyi bir meslek gerek. Şöyle iyi para kazandıran, erkeksek, kız verilme hususunda sıkıntı yaratmayacak, meslek gruplarının “Dream Team”ine müdahil. Kadınsak, öğretmen… Şimdi geldik paranın boş bıraktığı kısımdan mutluluk biçmeye. Iyi bir sevgili lazım. Bizi sıklıkla mutlu edecek. Mutlu olmaktan ve etmekten başka derdi olmayan, tüm kaynaklarını ve kendini mutluluğu bulmak için doggy’e yatırmış bir sevgili… -Deli misin ? Başka ne olacaktı, bunca yıllık “Büyük Mutluluk Hayali”ni, birden bire ortaya çıkan, mutlu olmak ve etmekten zerre haberi olmayan, mutsuzluğu kendine camii edinmiş bir Orospu Çocuğu, hayatının insanı olmayacak elbette…-
Sonunda, manevi mutluluğu da en yoğun şekilde ağzına patlatan, “ruh eşini” buldun. Şimdi onunla birlikte, mesleğe yeni sermayeler katıp, onların beşiklerini sallarken “Büyük Mutluluk Hayali”nin kaslı bacakları arasında kendini gevşek bırakabilirsin. Hem İnan, kendini kasmayınca daha az acır…

Ders bitmiştir; katılımcılar, en yakınlarındaki karakoldan, “Mutluluk Vesikaları”nı alabilirler…

Ergenlik(?)

u ergenlik işini bi çözelim kardeŞim..
Kim bunlar ? Ya da doğru soru kimiz biz ?

Ortalama 15-18 yaş aralığındaki, mutsuz, hayata adapte olmaya çalışan(?) boktan müzikler dinleyip, boktan şeyler izleyen ve okuyan, düşünceleri ve davranışları sabit olmayan, fazla duygusal, fazla duygusuz, bedenini ve hayatı her fırsatta keşfetmeye çalışan, sığ ve dangalak bir topluluk mudur tam tanımı bu kitlenin ?

Yoksa hayattan yediği birkaç tokat sonrası, düşünmeye dahi korkar olmuş, sistemin içindeki en tasmalı haliyle, sisteme ara sıra hırlamaya çalışan, dayatılmış sınırlar içinde, özgürlüğünü kuyruk sallayarak kutlayan, kaybedecek çok şeyi olduğuna inandırılmış, bu hayali varlığını kaybetmemek için ruhunu satmaya her daim hazır bir omurgasızlar ordusunun onlara yapıştırdığı bir tanım mıdır ?
Israrla merak ediyorum, merak ettirmek istiyorum. 17 yaşındaki bir genç adamın/kadının toy düşünceleri mi daha mantıksız, manasız, korkak, yoksa 27 yaşındaki bir yetişkinin(?) mi düşünceleri daha zincirli ve cesurlukdan uzak ?

Ergenken evden kaçıp gitmeye bu kadar hevesli olan insanlar ne oldu da eve dönebilmek için can atıyor artık ? Ne değişti ? Kaçmak istediğin boktan evden daha eğlenceli ve yaşanılabilir bir eve mi sahipsin artık ? Yoksa kaçmak istediklerinden biri oldun da haberin mi yok ?

Götlerine pamuk tıkılana kadar ergen* kalacaklara ithafen…

ergen